Milano Fuarı ve Roma

Milano Fuarı ve Roma

Resmin büyük görüntüsü için üstüne tıklayınız.

Biri birini, son dönem insanlarını anlamaya çabalama gayretlerim ve günümüz Yaşamsal Ergonomisinde pasajlar arayışım içinde sürmekte olan yoğun tempoma rağmen bir dost hizmet isteyenimin ricası üzerine kalktık İtalya’ya gittik., Mobilya, mutfak, banyo fuarı, kentin biraz dışında ve gerçekten iyi hazırlanmış bir proje. Son anda alınan karar dolayısıyla uçaklarda  ancak üç gün öncesine yer bulduk., ve kısacası tüm haftayı geçirdik Milano’ da., Zülâl’ le hatırlamaya çalıştık hep., en son Milano seyahatimiz yirmi beş yıl öncesi, galiba 85 ler idi., İki günün bana çok bile geldiği fuarda tasarım ve ürünlerin artık dünyada, daha çok iki kategori tüketici için ele alındığı açık görülüyordu., Biri yeni para bulmuş ve uzakdoğu, arap zenginine vs hitap eden O çok görkemli ama temel tasarım ilkelerinden yoksun, sadece gösterişli –çirkin- mobilyalar; diğeri ise aksine, artan dünya ve özellikle okumuş batı nüfusunun, az metrekare içindeki apartman yaşamlarında gerekli ihtiyaç ve en optimum ve işlevsel tasarımlar, ürünlerdi., çoğu bana bir şey söylemedi dersem darılmayın lütfen. Bizler, ülkemize birçok malzemenin olmadığı 70, 80 li dönemlerdeki sıkıntılarla o zamanlar İtalyan malzemeye imrenirdik., Via Torino’ daki Meazza mağazasından getirdiğim menteşe, kapı kolu ve hattâ vida bile benim için o devirlerde büyük zevkti., ve projemi, işimi tamamlamama yardımcı oluyordu. Ama artık o devirler geride kaldı ve ülkemizde her şey var., Geriye kalıyor Tasarım yeteneği ve –varsa- görgü., O yoksa zaten meslek de olmaz.,

Artık yaş belli yere geldi ya her öğlen bir restoran., akşam bir başkası., Zülâl arkadaşlardan, ünlü olanları, son adresleri bir bir almış., Ama biz de yenilerini ekledik., Sizlere tavsiyem mutlaka Ristorante Alla Collina Pistoiese ( Via degli Amedei, 1 ) yi deneyin., Hemen Duomo’ dan aşağı Via Mazziniden inerken., Allahtan bol yürüyüş Lezzetine hayran olduğum İtalyan Spagetti lerinin hazmını kolaylaştırdı., Gençlik hatıraları ile S. Babila, Corso Buenos Aires, Piazza Venezzia, Via Monte Napoleone gezilmeye değerdi. Geçen bir  yazımda sözünü ettiğimin gibi ülkemde olduğunun aksine meydanlar, caddeler, binalar hep yerlerinde duruyordu., Ayrıca ne o eski kaldırım taşlarını kaldırıyor ve yeni granitlerle kaplıyor ne de asfaltlamıyor olduklarını yine imrenerek gördük., Korumacılık ve Estetik zaten onların ruhuna işlemiş ve yaşam tarzları., Lakin bütün bunların yanında İnsan kalabalığı giderek her yeri ağ gibi sarmakta., hele Japonlar., her yerdeler.,

Malum yanardağ hareketi yüzünden programdaki dünüş uçağımızın iptal olması ile atladık trene ve güneye, Roma’ ya geçtik. Euro Star ile Milano – Roma tam 3 saat., ve keyifli, ikramlı yolculuk sonunda aşığı olduğum Roma’ da, via Boca di  Leone’ de Hotel Inglettera’ ya, adeta evimize gelmiş gibi girdik. Hemen çıktığımız yürüyüşte gece yarısı, bir bardak şarap ve Spagetti mi tabii ki bırakır mıyım hiç.,

Sabah Piazza di Spagna, Borgonia, Frattina’ da yürüyüşlerle Via Barberini de THY ofisindeki girişimlerimiz neticesi akşama konan extra uçağa yerimizi kesinleştirmek işin keyfi oldu ( bu arada THY nın Roma’dan aynı gün 9 uçak kaldırdığını takdirle izledim., ancak Avrupadaki tüm biletli yolcularının GSM nolarına bir mesaj geçmeyi akıl etselerdi bir misli yararlı olacaktı., ). Güzel güneşli günde bu sefer Panteon tapınağına doğru yola koyulduk.,

ilk olarak Antik Roma’nın, tüm tanrıları için tapınak olarak düşünülmüş ve Milattan sonra 126 da inşaası tamamlanmış muhteşem bir yapısı. Tüm Roma yapıları içinde en iyi korunmuş olanı ve muhtemelen de dünyada döneminin en iyi korunmuş binası. Günümüze kalan binanın tasarımı genellikle Trajan’ın mimarı Şamlı Apollodorus’a atfedilir ancak imparator Hadrianus veya onun mimarlarına ait olması da muhtemel. 7. ci yüzyıldan bu yana Hıristiyan kilisesi olarak kullanılan Panteon Roma’daki en eski kubbeli bina., yapı gerçekten görülmeye değer., daha dün yapılmışçasına pırıl pırıl. Meydanda içilen espresolar sonrası istikamet Piazza Navona., Yine M.S 1. ci yy da kurulmuş bu şehir meydanı, Barok ve Roman mimarisinin özelliklerini önemle taşıyan bir açık stadium ve 15.ci yy da kent pazarının buraya taşınmasına kadar da Açık bir meydan olarak yaşamış., Roma’ nın oldukça renkli bu meydanı çok keyifli bir yaşam alanı.

Turhan Kâşo

Y. Mimar / d.g.s.a

2.Mayıs. 2010

Bebek

This entry was posted in Makaleler-Konferanslar. Bookmark the permalink.