TURHAN KÂŞO

Architect MS – Designer
D.G.S.A

Genelde İstanbul’da yaşayan ailenin kök ili olan Erzurum’da 1948’de doğdu.
1 yaşından itibaren İstanbul Caddebostan’da, Atatürk’ün Kızı Ülkü Doğançay’ dan alınan villa ve geniş bahçelerinde, çevre korularda, tabiat ile bir arada büyüdü. Kışları dizlerine kadar denize girdi, ağaç üstlerinde ve hayvan sevgisi ile büyürken beş yaşında yazma ve okumaya merak içine girdi.

1953 yılından itibaren Şişli’de devam eden çocuklukta eğitimine Şişli 19 Mayıs İlkokulu’nda başladı. Öğretmeninin ve okulun hep en zor ama hep 1. talebesi idi. Onunla zor da  baş ediyorlardı ama çok seviyorlardı.
Babası merhum Mehmet Kâşo’ nun mimarlığa ve yapıya olan merakında hep onun yanında ve ustalarla büyüdü, zaman-zaman fikirsel tartışmalar içinde olundu.

Orta Okula, O yıl – 1959 – İlk kez açılan Kabataş Erkek Lisesi’nde başladı. Muavin Öğretmene yardım olarak İş Bilgisi Atölye Şefliği yaparken açılan Resim ve Kompozisyon Yarışmalarında Ödüller aldı ama yaşı tutmadığından parayı velisi ile birlikte alabiliyordu… O yıllarda başlayan İzcilik tutkusu içinde bir taraftan da Caddebostan Türk Balıkadamlar Kulübü’nde eğitim görmekte ve denizden kış aylarında dahi kopamamaktaydı. Deniz genç Kâşo’ nun vazgeçilmez dünyasıydı ama doğa ile birlikte., Sadece iki sınıf olarak başlatılan Orta okuldan liseye, sadece 11 talebe geçebilmişti.,

Lise yıllarında İzci olarak Boru çaldı, Takım şefi ve tüm Lisenin Oymak şefi oldu, Merasimlerde Kabataş Erkek Lisesi hep çakı gibiydi. Borular sabahın 5 inde parlatılmış biçimde herkes Okulda İçtima ederdi Deniz ve Kara oymakları olarak her birinde: 18 Boru-18 Trampet-124 Piyade vardı… Toplamda 256 olan Bölüğün önünde birer Flama ve onun da Önünde Sancak ile Ortaköy’de başlayan Merasim Yürüyüşü Edirne kapı, Topkapı’ dan istikametle Vatan caddesindeki resmi geçitle devam eder., daha sonra aynı güzergahtan Ortaköy’e dönülürdü… ( Bu süreçte KEL olarak arkamıza Beşiktaş Kız Lisesi’ni, Atatürk Kız Lisesi’ni katar, onları âdeta himayemize alırdık…). Merasimler öncesi KEL rıhtımında her gününün bitimindeki yürüyüş ve boru çalınması, trampet eğitimleri akşamın geç saatlerine dek sürerdi… Bu arada KEL 100 ve 200 m koşucusu olarak Atletizim takımında yer aldı, iki kupa kazandı. Yine aynı dönemde Lisenin Bina ve Bahçelerinin yenilenmeleri konularında fikir ve yardımlarına başvuruldu. Bu yıllarda başlayan müzik merakı içinde Akordeon, Trompet çaldı., çok sonra piyano dersleri aldı., şimdilerde zaman-zaman piyanoda melodiler çalmak tutkusudur. Müzik türlerinde Başta – modern olmamakla – her türlü ama klasik Jazz, Blues,  klasikler, Napolitan şarkılar, Arialar gelmektedir.

1965 yılında Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Mimarlık bölümü imtihanlarını kazandı, ve ilk yıl Akademi Baloları tertip komitesine getirildi, iki yıl bu görevde iken okul saatleri dışında mimari bürolarda çalıştı. 1968’de İsviçre Siluet Mankenlik okulundan aldığı diploma ile ve Oğuz Aral’dan alınan pandomim, Tolga Tiğin’ den alınan kareografi dersleri ile İlk kez Vakko mağazalarında olmak üzere mankenlik yaptı, fotomodellik ve reklam filmi çalışmaları ile süren bu süreci Beymen kreasyonunun İlk olarak hayata getirilişinde defile müdürü ve sorumlu kareograf olarak podyum mankenliğini yaptı ve jübile olarak kapattı. Bu dönemlerde, Akademi’de tanıştığı Zülâl Özbal ile başlayan arkadaşlığı daha sonra 1975 de evliliğe dönüştü.

Akademi yıllarında bir dönem Londra’da lisan eğitimi alındı ve mimari büro çalışmaları içinde olundu. Yine modellik, fotoğraf çalışmaları orada da sürdü.

1972’de Güzel Sanatlar Akademisi’nden Yüksek Mimar olarak  mezuniyeti sonrası İstanbul  Osmanbey’de kurduğu mimarlık bürosunda mesleğini en taban kurallar ve disiplin içinde  yürütme çabalarını sürdürdü. Talebeliği sırasında kendilerinden çok şey aldığını dediği değerli hocaları prof. Sedad Hakkı Eldem ve mezuniyet öncesi birlikte de çalıştığı prof. Utarit İzgi’ yi hiç unutmadı. Doğa tutkusunu ve mimarlığın ana kurallarını hiç terk etmedi, 1966 yıllarında tanıştığı Akdeniz, derin tarihi, kültürü ve yaşamışlığıyla dünyasında yeni bir Yaşam Biçimini çağrıştırdı.

Mesleğini hep, kurallar, hissedişler, insana – canlıya verilen değer ve çevre ile olan bütünleşmenin önemi, fonksiyon ve estetik kaygılar içinde tuttu ve halen sürdürmekte.
Bir süreden beri Boğaziçi Üniversitesi’nde TURİZM YATIRIMLARI  YÖNETİMİNDE  MİMARİNİN  YERİ, bireysel ve toplumsal ergonomi kavramları ve sunum dersleri vermekte ve çeşitli konferans ve sunum çalışmaları içinde olmaktadır. “Tarihi Kent Dokuları ve Koruma Planlaması,  İlkeler ve Yöntemler” vs gibi çalışmalar mimar Kâşo’ nun tezlerinden bazılarıdır.

Daha ziyade insan ile birebir ilişki içinde olan proje ve tasarım çalışmalarına olan zaafı ile Turhan Kâşo, büyük ölçekli, şehir planı, yol ve köprü gibi çalışmalara ayrı bir merak ve ilgi duymaktadır. Dünyanın birçok yerinde yaptığı mesleki geziler ve bunlarla birlikte yüksek bir fotoğraf arşivine sahiptir. Çalışmalarında; Villa, Yalı, Köşk, Kış ve Yaz Otelleri, Resortlar, Restoran, Çiftlik, Büro Binası, Motor Yacht/Tekne iç Dekorasyonu-yapımı vs gibi farklı türler bulunmaktadır. Yurt dışı çalışmaları içinde Londra’da bir Villa, ve Rahibe evi restorasyonu, New York’ta bir Konut iç düzenlemesi ve Mobilyaları tasarımı ve  uygulanması, Sacramento’da bir Ek Villa Projelendirilmesi, Floransa’da 500 yıllık bir Medici evinde Restorasyon çalışmalarında ana fikir ve kararlar, malzeme seçimleri, dekorasyonu gibi çalışmaları bulunmakta.

Kâşo, yaptığı projelerinde en küçük detayına kadar ve eşya veya herhangi bir öğenin özel dizaynını çalışır ve bu öğeler de yapı ile bir bütün teşkil eder.

Yine kendisine göre Mimarlık sadece Çizmek değil; hattâ tasarlamak ve çizmek bile değil: Yaşamak, hayal etmek, tasarlamak, çizmek, uygulanmasında olmak ve Eserinin/Yapının yaşamasını sağlamış olmaktır. Yine Mimarlık sadece üç boyut değil; ilave olarak insan (canlı), çevre (doğa), ve yerine göre Müzik ile bir bütün teşkil eder. Yaşamın sesleri yapı ile bütünleşmelidir, veya tersi.. Kısacası 5. fazlası boyuttur.

Projelerinde abartıya yer vermeyen, fonksiyonellik ve ergonomiyi, proporsiyonel estetiği her zaman ön planda tutan Kâşo’nun bir de yatırımcı kimliği var.  Akdeniz’in incisi Kalkan’da Club Patara / Patara Prince isimli projeyi hem çizmiş hem uygulamış. Öyle ki Bakanlık tarafından “Özel Belge” verilen bu projede, İtalyan Cumhurbaşkanlığı tarafından – Turhan Kâşo’nun mimari tarzına –  Devlet Liyakat Nişanı ‘’ Cavalieri ‘’  lâyık görüldü.

Turhan Kâşo, İstanbul Bebek’ de mimari çalışmalarına devam etmektedir. Yüzmeyi, yelken yapmayı, dansı, Akdeniz’de tekne ile koyları gezmeyi, çok değişik türlerde ama temel müzikleri dinlemeyi, arkadaşları ile olmayı, özellikle İtalyan Pastalarını ve beraberinde Chianti Classico’ yu, müziğini ama en önemlisi Akdeniz’i sever.